Günümüz insanı birçok bunalımı aynı anda yaşamaktadır, bunun en önemli nedeni Hız ve Haz çağını yaşamasıdır. Hız insanın düşünmesini tefekkür etmesini engellemektedir. Huzur ve mutluluk hazza bağlı olarak özendirilmekte, beden sürekli doyurulurken ruhlar aç bırakılmaktadır.
Kendi hazzıyla ilgilenen insan bencilleşip kendi dışındaki insanlarla ilişkisini çıkara faydaya göre şekillendirmektedir. Birçok değer bireyden yitirilmeye toplumsal bağlar zayıflamaya başlamaktadır. Böylece dünyevileşen insan kendini ölümsüz kılarken, ölümü ve ölüm sonrasını öldürmektedir. Ölümsüz hayat; hesapsız, paylaşımsız, hedonist bir şekle dönüşmektedir.
Herkes tarafından beğenilen ögülen davranışlar, sevap kazanmak için Allah(cc) rızası için yapılan iyilikler, başkalarına maddi ve manevi yönde yapılan her iyi şey “HAYR” olarak tanımlanır.“Kim zerre kadar hayr yaparsa karşılığını görecektir. Ve her kim zerre kadar şer(kötülük) yaparsa onu görecektir”(zilzal,7-8).Bu ayetin manası ve anlamının gereği, insanın Allah(cc) ile olan bağına bağlıdır. İnsan; Allah(cc)’ı yaratan, yaşatan, yöneten ve terbiye eden olarak kabul etmelidir. O zaman ahirete ve hesaba inanılır. İnsan Dünya hayatını iyilik ve sevap elde edilecek bir tarla olarak algılar. Toplum hayr peşinde koşan sağlıklı insanlardan oluşur.
-O zaman nasıl bir insan inşa edeceğiz?
-Eğitim felsefemiz nasıl olmalıdır?
-Varoluşçu dünyevi bir eğitim mi? Yaradılışa dayalı Allah(cc)’lı, Ahiretli bir eğitim mi?
İnsanı zerre kadar iyiliğin ve kötülüğün hesabını yapması için Allah(cc)’ı doğru ve yeterli bir şekilde öğrenmelidir. Okulda başarının temelinde iyi bir meslek edinip para kazanmak yatmaktadır. İyi bir insan olmanın temelinde ise hayır yapmak yatmaktadır. Hayır yapmanın temelinde ise Ahiret inancı yatmaktadır. O zaman eğitim ayarlarımızı hız ve hazza değil yaradılışa dayalı hale getirmeliyiz. Çocuklarımız o zaman silgisini arkadaşı ile paylaşacaktır.
Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!